Mustafa YAVAŞ (Deveci Mustafa)’ın 1945-1950 yılları arasında, köyümüz erkeklerince düzenlenen eğlencelerde dümbek çaldığını öğrendim. Alimoğlu da buna kabak kemane ile eşlik edermiş, güzel eğlenceler gerçekleştirilirmiş.
1950’den sonra Aydın’a sinema kültürü gelmiştir. Köyden film izlemek isteyenler Aydın’a yazlık sinemalara giderlermiş günün yorgunluğunu veya yılın yorgunluğunu böyle atarlarmış,
İp Cambazlarını bilmem hatırlayan varmı?1967 yıllarından sonra yaz aylarında, yöre halkı, Aydın Pınarbaşında oynatılan ip cambazlarına merak salmış ve minibüsler, akşam saatlerinde gösterilerini yapan ip cambazlarını seyretmek için giden meraklı izleyicileri taşımışlar. İp cambazlarının nefes kesen gösterilerini yürekleri ağızlarına gelerek seyretmişler, aynı anda yer gösterisi olarak yerde baş tarafı kız ayak tarafı yılan olan yılan kız da gösteriye katılmış, buda büyük heyecan ve merak konusu olmuştur. Ben gitmedim ama sürekli köy halkı bundan söz ediyordu. Cambazların gösterisi iki-üç yıl sürdükten sonra İmamköy İlkokulu’nun bahçesinde yazlık sinemalar gösterime girmiştir.
1967-1973 yılları arası, köyümüzde, sinema gösterimlerinin revaçta olduğu yıllardı. Gündüz tarla- bahçe işleriyle ilgilenen insanlar, akşamı iple çeker ve gösterimdeki filmi merakla beklerlerdi. Akşam üstünden başlamak üzere günün revaçta olan müzikleri hoparlörden sesi sonuna kadar açılır, okul bahçesinin kapısında gösterilecek olan filmin afişi asılır. Okul bahçesine sandalyeler konur gerilmiş olan beyaz perdeden gösterim yapılır, köy farklı bir havaya bürünürdü. Herkes oturacağı sandalyeyi, kilimi evinden götürür, kapı önünde satılan biletlerden alarak okulun bahçesine girerdi. Yakın evlerde oturanlar ise filmleri duvar üstlerinden ya da çit kovuklarından izlerdi. Bahçenin ön tarafına kadınlar, arka tarafa erkekler otururdu, karışık oturulmazdı. Filmdeki kahramanlar alkışlarla, ıslıklarla kutlanırdı. Filmin yarısında verilen 5 dakikalık aralarda müzik açılır vişne suyu, zafer gazozu içilir, film seyrederken de çekirdek yenirdi.
Her film, ertesi günün konuşma konusu olur, filme gitmeyen varsa ona bütün senaryo ayrıntılarıyla anlatılırdı. Herkes çok güzel zaman geçirirdi.
DOKUZ DAĞIN EFESİ FİKRET HAKAN Köyümüzde çekilen flimler : Çakıcı Geliyor (Dokuz Dağın Efesi) imamköy sekelerinde çekilmiş köy halkından ekmekçi kızına bu filmde yas etme gibi küçük rol verildiği söylenmektedir.
RADYOLAR: Yıl 1955-1973 yılları arası eski eğlencelerden radyonun payını da unutmamak gerekir. Radyo dışa açılan pencere demektir. Haberler, yorumlar, çocuk saati, radyo tiyatroları arkası yarınlar hep radyodan dinlenirdi. Saat gündüz 10.30 da çocuk saati, arkası yarın gibi sürükleyici oyunlar ve radyo tiyatrosu genelde Agatha christie’nin cinayet konulu eserleri insanı sürükler heyecan içinde bırakırdı. Seslendirme yapan oyuncular Can Gürzap iyi bir seslendirmediydi. Müzik programları türk pop müziğini aranjman olarak konuşulurdu. Bunlardan örnekler Tanju Okan öyle sarhoş olsam ki, Fikret Kızılok a leyli leyli sözleri gibi örnekler verebiliriz. Çiftçi tarlasına radyosunu götürür işi zor olsada müzikle daha türkü dinleye dinleye çalışarak daha verimli bir çalışma yapardı.
Televizyon: Köyümüze gelişi ise 1970′ li yıllardır. TV siyah beyaz renkte idi. İlk zamanlar köyde sınırlı sayıda insanın evinde bulunurmuş (Uzun Emir Ayşe, Gümüşün Karaali )’in evinde vardı.Televizyon programı saat 8.00de Anıtkabirde nöbet tutan askerlerin İstiklal Marşı okumasıyla açılır 24. 00’te aynı şekilde kapanırdı. 1973’ teki Kıbrıs harbi gelişmelerinden de köydeki Uzun Emirayşe’nin evindeki televizyondan gelişmeler takip edilirmiş, Savaş hakkında bilgi verilirmiş, sonraki yıllarda ise köyde televizyonsuz ev kalmamıştır. Şimdilerde köyümüz uydu, internet vb. gibi teknolojinin hemen bütün imkânlarından faydalanabilmektedir.
Dümbek Çalmak: Eski köy kadınları eğlence olarak komşularına gezmeye giderlermiş, komşuluk ilişkileri iyiymiş birkaç kadın bir araya toplanır çocukları da kendi hallerinde ellerindeki oyuncakla oynarlar yeni oyunlar icat ederlermiş, kadınlar biraz oturduktan sonra o tümbeği getirin biraz çalalım derlermiş türkü söyler solo olarak oynarlarmış bu oyunlar İnce Memet, Güdüşlünün Çeşmesi, Kerimoğlu, Pembe Gırebimin Oyası Yaş Pinar Köklenirmi? bunlardan bazılarıymış, Dümbeği genelde Güsün Teyze ve İmine teyze çalarmış böylece geceyi değerlendirirlermiş eh eski eğlenceler işte ne güzelmiş o zamanlar.