Aydın İmamköy Eski (Kaplacaları) Gizemli Mağralar ve Narlıdere Kanyonu Kaplıcanın Mimari Yapısı (Bu Tarihi Kaplıca Hakkında Bilmek İstedikleriniz) Birçok Derde Deva Şifalı Sularımız. Alangüllü kaplıcasının bir kolu olan İmamköydeki Bu Turizm Cennetini görün derim.

Eski kaplıca yeni kaplıcadan yaklaşık 2 (iki) km yukarıda kayalar arasında  mağaraların olduğu yerde efsane bir kaplıcadır.
Narlıdere kalyonundadır. Bir söylentiye göre Hz. Meryem Ananımızın bu kaplıcada ve mağaralarda saklandığı söylenmektedir. Kaplıca önlerinde ve yakınlarında eski yapı taşları mevcuttur.  

Doğal sıcak sulu hamam olarak tanımlanan kaplıca, ılıca ile eş anlamlı olarak kabul edilmekle birlikte” Thermal” sözcüğü de yine aynı anlamda ılıca, sıcak su kaynakları anlamında kullanılıyor. Kaplıca ve termal kaynaklarda mineral içeriğinin yüksek olması yanında temizleme aracı olarak işlevini yerine getiren doğal su kaynakları aynı zamanda tedavi edici, iyileştirici ve içme amaçlı olarak kullanılmıştır. Termal suyun kullanılabilmesi için o suyun yer altından çıkan tabi su olması, sıcaklığının 20 derece üzerinde bulunması, litresinde en az 1 gram mineral içermesi gerekmekle birlikte, solunum sistemi, cilt, kan-iskelet sistemi, kalp-dolaşım mide-bağırsak-böbrek-idrar, kadın-doğum nörolojik hastalıkların iyileştirilmesinde etken olduğu ifade ediliyor. İmamköy kaplıcasının da bu özellikler sahip olduğu söylenmektedir.

Aydın Merkez İmamköydeki bu  Cenneti Gördünüz Mü? bence görün derim

”İmamköy’ün yaklaşık 1 km ilerisindeki Narlıdere Kanyonu gizemli mağaraları, Bizans Dönemi’ne ait yapı kalıntıları ve ılıcası ile görülmeye değer alanlardandır. Paşa Yaylası’ndan akan sularla oluşan ve adını içindeki nar ağaçlarından alan Narlıdere, yaz kış akarak geçtiği bölgeye hayat vermekte ve zengin biyoçeşitlilik alanı oluşturmaktadır. Çınar ağaçları, nar ağaçları, köknar, pinar, sığla ağacı gibi ağaç ve bitki türlerinin yanı sıra Kızıl Şahin, Yılan Kartalı, Atmaca, Gökkuzgun,  Üveyik, Tahtalı Güvercin gibi pek çok yaban hayvanına ev sahipliği yapmaktadır. Efsanelerde, Mısır kraliçesi Kleopatra’nın aşk iksiri ve parfüm yapımında kullandığı yağın çıktığı sığla ağaçlarını da görebilirsiniz. ‘Narlıdere kanyonu İmamköy’ün büyülü atmosferidir.

 Durmuş Karabulut’dan edindiğim bilgilere göre bu kaplıca şifalı su olarak 1941 yılından sonra aktif halde çalışıyormuş, 1950 yılında kaplıcanın işletmesini Gölçük Köyünden kasap Ali BALLI almış birkaç tane ek inşaat yapmış havuzlarda değişiklikler yapmıştır.  Daha modern bir havaya bürünmüştür. Bundan sonra Kaplıcanın işletmesini köyümüz ‘den terzi Süleyman UÇAR almış bir süre o çalıştırmıştır. Sonra Baklacıklı kalçalar sülalesinden Kazım çalıştırmış  daha sonra da Gölcük’ten Mehmet AKTAŞ çalıştırmıştır. Daha sonraları  ulaşım zorluğundan dolayı gelen az olmuş buraya çalıştıran olmamış bakımsız halde bırakılmıştır.

14 Nisan 2013 tarihindeki Yukarı Ilıca gezimiz sabah erken saatler’de saat 9.30’da başladı. Arkadaşlarım Şükran ve Hülya ile birlikte, yanımıza az yiyecek ve su alarak yola çıktık. Yol boyunca Bahar ayının güzelliğini hayran kaldık her taraf yemyeşil ağaçlar çiçeklerini açmış tabiat adete canlanmıştı. Hava sıcakla serin arası müthişti. Yeni ılıca piknik alanına geldiğimizde Aydın’dan piknik yapacak  kişiler yavaş yavaş gelmeye başlamışlardı. Ilıca’dan geçtik İmam köy Çayı’nın suyu biraz fazlaydı. geçmeye çalıştık başaramadık araba yardımı ile geçmek zorunda kaldık. Biraz ilerledik Narlıdere kanyonundayız. İmamköy’de bulunan Narlıdere Kanyonu da doğal ve kültürel kaynak değerleri açısından Aydının en önemli yerlerinden birisidir. Bu Kanyon’da gitmek insanın ömrüne ömür katar.   Büyük Çınar ağaçları, Nar ağaçları, köknar, Pinar, Sığla ağacı (parfüm yapımında kullanılır) Çam,  Yaban Mersinleri  pamukluk çiçekleri, Sarı Poruk (Katır Tırnağı) çiçeği, Lale, dağ kekikleri, sarmaşık, kedirgenler daha sayamadığım binlerce çeşit bitkiler çiçekler adeta çiçek bahçesi gibiydi. Güzergahımızdaki II. Çay’a (dereye) geldik buradan geçmemiz kolay oldu. üzerine küçük  ağaçlardan  köprü yapmışlar. bunun üzerinden emekleyerek geçtik biraz daha ilerledik araba yolunun sonuna geldik yol daraldı. Patika yoluna düştük patika yolundan biraz tırmandık, zeytinlikleri geçerek nihayet eski kaplıcalara geldik. Burası az engebeli düz arazili biryer  burada büyük iki tane çınar ağacı var bunlar tahminen 400-500 yıllık olabilir. yıkık iki odalı konaklama yeri, ve tam İmamköy çayına sıfır olarak yapılmış kaplıca  bulunmaktadır.

 Kaplıca büyük oda şeklinde yapılmış ve içerisinde küçük havuz da vardır. Kaplıca suyu kutbe içeresinden gelmektedir.  Suya elimizi soktuğumuzda  ılıktır. Havuzda turuncu renklidir. Geçtiği yerler turuncu rengi almıştır. Su özellikleri Alangüllü kaplıcası ile aynı özelliklerinde olduğu söylenmektedir. Birçok hasta eskiden bu sudan şifa bulmuştur. Biz birkaç şişe bu sudan doldurduk. Kaplıcanın kenarından geçen Paşa Yaylasından doğan  İmamköy çayı, bu sene yağmur çok yağdığından sular bol çok kuvvetli bir şekilde akmakta manzarası müthiş gözükmektedir. Biraz kaplıca önünde dinlendik resim falan çektik  götürdüğümüz yiyecekleri (kumpanya) yedik dönüş için yolla koyulduk. Yolculuk gidişten daha kolay geçti saat dört gibiydi yolda birçok piknik yapanları gördük. Çaylardan (dere) yine ağaç köprülerden geçtik. Yeni ılıcanın yanındaki çay akşam üstü azalmıştı. Tahtadan yapılmış merdiven şeklinde köprülerin  üzerinden atlayarak geçtik.

Yeni ılıca piknik alanı pikniğe gelenlerle dolup taşmıştı. arabaların park yeri bile yoktu.  Bir hafta sonu doğa ve tarih gezimizi tamamlamış olduk.

 Fotoğraf: Suyun çıktığı yer buradan oda içeresindeki havuza açıyor. İmamköy-Alangüllü kaplıcasının bir kolu olduğu söylenmektedir. Fotoğraftadır görüldüğü gibi su şifa arz etmektedir. Birçok hastalığın şifa kaynağı olabilir. 

İMAMKÖY YUKARI (ILICA) KAPLICASININ MİMARİ YAPISI

İmamköy Eski Kaplıcası  (Ilıcası) Mimari Yapısı Olarak ADÜ Öğretim Üyesi Mustafa Kemal ŞAHİN tarafından  İncelenmesi sonucu

Köyümüz  İmamköy eski ılıcası üzerinde mimari ve yapısal açıdan inceleme yapan ADÜ Üniversitesi Sanat Tarihi Doç. Dr.Öğretim Üyesi  Mustafa Kemal Şahin, Kaplıcanın yakınında bulunan kalıntılardan mezar yapısı yerleşim Geç Roma-Erken Bizans dönemlerine kadar indiğini gösteriliyor. Kaplıca yapısının yaklaşık olarak 10.00 m. batısında taraçalarla kademelendirilen alanda konukların konaklaması için düzenlenmiş ayrı bir alan bulunuyor. Meyilli bir arazi üzerine doğu-batı yönlerinde kurulmuş durumdadır.6.65×6.65 m. boyutlarında kare planlı alanın üzeri tromplarla geçilen, tam örtülü olmayan yarım kubbeyle örtülü olup duvar kalınlıkları 0.65 cm.dir. Güney yönünden bir giriş açılmış (0.65×1.70 m.) ile kaplıcanın içerisine girilmekte, yine aynı yönde birisi sivri kemerli iki ni? (0.30×0.40, 0.30×0.55m) doğu yönünde üç mazgal pencere (0.13×0.70, 0.10×0.70, 0.13×0.70 m) kuzey yönünde olasılıkla diğer yapılarla bağlantısını sağlayan ikinci bir giriş (0.65×0.80 m) ve sivri kemerli ni? açmış (0.37×0.66 m) batı yönde de suyun kaynağının geldiği alan 1.30×8.60 m. genişliğinde ve üzeri tonozla örtülüdür. Buranın hemen sağında yine bir sivri kemerli ni? açıklığı (0.45×0.71 m.) bulunuyor. Orta alanda ise yine kare biçimli ((3.55×3.65m.) ve bir oturma sırası olan havuza yer verilmiş, pis  su atığı 0.20 cm. boyutlarındaki dar kanalla doğu yönünden İmamköy Çayına dökülmektedir. Yapımda kesme taş, moloz taş ve özellikle kemer ve kubbede tuğla kullanılmıştır. Kaplıca yapısının kuzey yanında ana yapı ile bağlantılı olan sadece duvar kalıntıları gelebilen ikinci bir yapının varlığından söz edebiliriz. Burasının işlevi konusunda ise bir şey söyleyebilmek için yeterli veri bulunmuyor. Kaplıca kubbe yapımında tuğla kullanılmıştır. (bk resim) N.Karabulut                                                                               

Konaklama amacıyla yapılan yapı yine meyilli arazi üzerine kurulmuş, 400×12.45 m. boyutlarında ve yaklaşık 2.55×2.95 m. boyutlarında olan dört bölmeden oluşmuştur. Kullanılan malzeme yönünden daha az kaliteli işçilik gösteren yapıda tümüyle moloz taş kullanılmış, Kaplıca irintisinin daha iyi sağlanması amaçlanmış olmakla birlikte doğu yönünde bazı bölümleri yıkık girişler ile birer pencere açıklığı yer alıyor. Olasılıkla ocak düzenlemesi ile ni?lerin de yer alması gerekmektedir. Yapının üzerinin ahşap çatı ile örtülü olduğunu söyleyebiliriz. İmamköy eski ılıcası bir anlamda Aydın’ın kaplıca mimarisine açık tuttuğu için önemli bir konumda bulunuyor. Germencik Alangüllü kaplıcası ile gerek planı gerekse mimari özellikleri bakımından birbirine benzemektedir. Yapımında taş ve tuğlanın ağırlıklı olarak kullanılması kubbeye geçişin tromplarla sağlanması Alangüllü kaplıcasının benzerlik gösteren diğer yönlerinden birisidir. Olasılıkla fay hattı nedeniyle olsa gerek aynı düzlem üzerinde yer almaktadırlar. Yapının kesin yapım yılını belirten her hangi yazıt ya da belgesi bulunmamakla birlikte bu konuda yapılmaktadır. Kare alanın üzerinin kubbeyle örtülü olması, kubbeye geçiş sistemlerinde ağırlıklı olarak trompların kullanılması ve yapımda taş ile tuğlanın ağırlıklı oluğu yönleriyle Aydındaki birçok tarihi cami ve türbelere  benzemektedir.

İmamköy Yukarı Ilıca
İmamköy Yukarı Ilıca

Örnek; Ali Han Baba (Alihanoğlu) yine Aydın il merkezinde uygulanan ve bir anlamda vazgeçilmeyen bir plan türü Üveys Paşa (976/1568) Eski-Yeni (Hasan Çelebi) (993/1585-1899 onarım) Ramazan Paşa, Şemsi Paşa cami gibi Hamamlardan Nasuh Paşa Hamamı Karahayıt köyündeki hamamda da sıcaklık bölümünde de kare bir alanın üzeri tromplarla geçilen kubbe sistemi geleneğin hamamlarda sürdüğünü gösterir. İmamköy eski ılıcasındaki benzerlik Aydın’da bulunan Atike Hanım Sebilin de de mevcuttur. Ilıca yapısının kesin yapım yılını belirten her hangi yazıt yada belgesi bulunmamakla birlikte bu konuda çalışmalar devam etmektedir. Kare bir alanın üzerinin kubbeyle örtülü olması, kubbeye geçiş sistemlerinde ağırlıklı olarak trompların kullanılması ve yapımında taş ile tuğlanın ağırlıkta oluğu yönleriyle örnek verdiğimiz yapılarla benzerlik göstermesi, yerel gelenekleri yansıtması bakımından XV yüzyılın başları ile XVI yüzyılın ilk yarısını önermek mümkündür.

AgfaPhoto
Yukarı Ilıca Yanındaki Mağralar

İmamköy eski Ilıcası kültürel ve turizm yönlerinin önemi yanı sıra jeotermik enerjinin kullanımı bakımından da köyümüze katkı sağlayabilir.

Ilıca yanında bulunan konaklama yerleri

  

Bu mağra örneklerinden birkaç tane bulmak mümkün

Mağara

Araştırma Yapan: Nermin KARABULUT

3 AĞUSTOS 2020 İMAMKÖYDE ILICALARDA BÜYÜK YANGIN: Yangının üzerinden 3 yıl geçti. Ayağım bir türlü   atmadı istesem de gidemedim. Hep o güzel haliyle  hatırlamak istedim. Renk cümbüşü dağlar, yemyeşil ağaçlar, Bu sene 20 Şubat 2023  yılında gidebildim. Doğa ancak kendisini toparlamaya başlamış, çok şükür.  Yangından sonra daha önce oraları gezmiş birisinin yazısını dizisine rastladım. Çok güzel yukarı ılıca kalyonunu ifade etmiş sizinle bu yazıyı paylaşmak istedim.

YUKARI ILIC A İMAMKÖY KALYONU

Çocukluğumdan İmamköy’den aklımda kalan en önemli görüntü zeytin ağaçlarıydı. Hani, yapraklarının bir yanı gümüş renkli bir yanı yeşilimsi o güzel ağaçlar var ya; işte o ağaçlar. 

Yılankavi uzayıp giden bir yolda ilerlemeye başladık. Her dönemecin arkasında bize ayrı bir güzellik gülümsüyor, yeni güzelliklerin müjdesini veriyordu sanki…
Memleketimizin her mevsimi çok güzeldir ama sonbaharın da hakkını teslim etmek gerekir hani. Yolumuza arada bir minik bir dere eşlik ediyor, bir müddet sora yanımızdan ayrılıyor, ileride bir yerlerde yeniden yolumuzun kenarında bitiveriyordu.
Bir zeytin denizinin içinde kâh yüzüyor, kâh kürek çekiyorduk.

Gördüğümüz altı yüz, yedi yüz belki de bin yıllık ağaçların fotoğraflarını çekiyorduk.
Dostlarıma Evrenos Ağabeyimin: “İşte Efelerin buralardan geçtiklerinin canlı ama dilsiz şahitleri bu ağaçlar. Etrafta bunlardan o kadar çok var ki…” dediğini hatırlatarak derin düşüncelere dalmıştım o gün…
O gün yürüyerek ulaşabileceğimiz son noktaya kadar gittik. Artık gelişimizde göremediğimiz kör noktalardaki güzellikleri görmenin zamanı gelmişti.
Uçaroğlu Ağabey:
-Haydi bakalım, şimdi de gelirken kaçırdığımız güzellikleri görme zamanıdır… deyip, geldiğimiz yoldan geri döndürdü bizi. Sanırım İmamköy Kanyonu ile ilgili hiçbir ayrıntıyı kaçırmadım pek çok fotoğraf çektim; zevkle, keyifle.
İlahi bir gücün, özene özene bezediği İmamköy Kanyonu aklımdan çıkmadı, çıkmayacak.
O gün hafif hafif esen rüzgârla bir yeşerip bir gümüşî renk alan o zeytin yapraklarının dansı hiç aklımdan çıkmayacak. 
Gün, bugün…

Korkuyorum İmamköy Kanyonuna gitmekten. Kanyonu kapkara görmeye dayanmaz yorgun yüreğim. Ama gitmeliyim; bu günkü haliyle de İmamköy Kanyonu olmalı arşivimde. Bakarsınız birilerine lazım olur ileride…
Umurlu, İmamköy, Pınardere ve ilgili yerleşkelere geçmiş olsun dileklerim var… var da eski haline gelebilmesi için daha kaç yılımız var. Benim görmeyeceğim kesin…
Selam Olsun İmamköy’e, Pınarder’ye, Umurlu’ya, Aydın’a…
Selam, selam olsun ”ALINTI”

İmamköy ılıcası doğa otel olmadan ve Efeler belediyesi olmadan görünümü mütevazi küçük bir işletme  İmamköy ılıcası

Aşağıdaki Fotoğraf  aşağı Ilıca şimdi ismi İmamköy doğa restoran ve  otel oldu.

Beğeni yapmayı unutmayalım.

Tıklaya tıklaya verelim gari Aydın Ağızı (şivesi)

Aydın İmamköy Old (Thermalquelle) Mysteriöse Höhlen und Narlıdere Canyon (Was Sie über diese historische heiße Quelle wissen wollten)
Die alte heiße Quelle ist eine legendäre heiße Quelle in den Höhlen zwischen den Felsen, etwa 2 (zwei) km über der neuen heißen Quelle.
Es befindet sich in der Galeone Narlıdere. Laut einem Gerücht soll sich die Jungfrau Maria in diesen heißen Quellen und Höhlen versteckt haben. Es gibt alte Gebäude vor und in der Nähe des Spas.

Spa, das als natürliches Heißwasserbad definiert ist, gilt als Synonym für heiße Quellen, aber das Wort „Thermal“ wird im gleichen Sinne auch im Sinne von heißen Quellen, heißen Wasserquellen verwendet. Neben dem hohen Mineralstoffgehalt in Bädern und Thermen wurden natürliche Wasservorkommen mit reinigender Funktion auch zu Therapie-, Heil- und Trinkzwecken genutzt. Damit Thermalwasser verwendet werden kann, muss es natürliches Wasser sein, das aus dem Boden kommt, seine Temperatur muss über 20 Grad liegen und es muss mindestens 1 Gramm Mineralstoffe pro Liter enthalten.Es wird angegeben, dass Geburtshilfe und Gynäkologie a Faktor bei der Verbesserung neurologischer Erkrankungen. Es wird gesagt, dass die Thermalquelle von İmamköy auch diese Eigenschaften hat.
''Die Narlıdere-Schlucht, die etwa 1 km vor İmamköy liegt, ist eine der sehenswerten Gegenden mit ihren geheimnisvollen Höhlen, Gebäuderesten aus der byzantinischen Zeit und ihrer heißen Quelle. Narlıdere, das von den Gewässern des Paşa-Plateaus gebildet wird und seinen Namen von den Granatapfelbäumen im Inneren hat, belebt die Region, durch die es fließt, indem es im Sommer und Winter fließt, und schafft ein Gebiet mit reicher Artenvielfalt. Neben Baum- und Pflanzenarten wie Platanen, Granatapfelbäumen, Tannen, Pinaren, Amberbäumen beherbergt es viele Wildtiere wie Red Hawk, Snake Eagle, Atmaca, Gökkuzgun, Â Doveik, Tahtalı Pigeon. In den Legenden sind auch die Amberbäume zu sehen, aus denen das Öl der ägyptischen Königin Kleopatra zur Herstellung von Liebestränken und Parfums verwendet wurde.

nermin124@hotmail.com

nkarabulut@adu.edu.tr

Facebook: yeşilimamköy

Sayfamızı ve yazımızı beğenelim lütfen. Daha iyi hizmet verebileyim.

error: İçerik korumalıdır!