İmamköy’ün Eski Sokak Çeşmeleri ve Sokak Fırınları Fotoğraflarla (Eski Kültürlerimiz)

SOKAK ÇEŞMELERİ ÇEVRE HABERLERİN SUNULDUĞU YER

SOKAK ÇEŞMESİ ve AHIR

 Çeşme: Çeşme Farsçadan gelen bir cümledir. Göz anlamındadır. (…..-1976)  yılları arasında  çeşmeler evde olmadığı için mahalle aralarında yakın mesafelerde herkesin su ihtiyacını karşılayacak çeşmeler vardı. Bunlar bazı evlere çok yakın, bazılarına uzaktı. Şans meselesi, yakın olanlar şanslıydı. İnsanlar evlerinin önünü (toprak) bahçeleri, sokakları  buradan sularlardı. O dönemde İmamköy’de ve muhtemelen diğer köylerde de yaşam buydu. Orhan Veli’nin “Bedava” şiirindeki gibiydi.

Sokak çeşmelerinin işlevleri arasında önündeki ahırdan  hayvan sulamak da vardı. Bazı çeşmelerin önüne hayvanların su içmesi için aha (ahar) yapılırdı. Bunlar sık sık boşaltılır ahır yıkanır çalı süpürge etrafı temizlenir süpürülürdü. Özel günlerde bayramlarda beyaz kireçle kireçlenir, eski köy halkı temizliğe çok önem verilirdi.

           Çeşmeler aynı zamanda köyde sosyal yaşamın merkezleri arsındaydı. Suya testiyle, bardakla, kovalarla gidilirdi.  Çeşme başında sıra bekleyenler muhabbet eder,  yemek için ne yaptıklarını veya yapacaklarını anlatırlar ve daha ne sohbetler, gazeteleri aratmayacak haberler, magazin türü konuşmalar yaparlardı. Kim kimi sevmiş, kimin çocuğu olacak, evlenecekler, nişanlanacaklar, hastalar, ölenler, inekleri doğanlar, kızlarına görücü gelenler v.s gibi haberler çeşme başında su doldururken sıra beklerken konuşulurdu. Köyde yaşam buydu.

Orhan Veli’nin “Bedava” şiirindeki gibiydi.

 Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekânlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.

Yani sokak çeşmelerinin diğer bir avantajı bedava olmasıydı.

Çayyüzü mahallesindeki bu çeşmenin taşı eski değirmen taşı değerlendirilerek çeşme üzerine monte edilmiş değişik bir model çıkartılmıştır.

   Tahsildarların Çeşmesi

Çeşme suları çeşmenin deposunda toplanır, sonra buradan dağıtılırdı. İmamköy çeşmelerinin en eskileri,  Tahsildarların çeşmesi ve Sadık çeşmesidir.

Sadık Efendilerin  çeşmesinin yapım tarihi bile eski Türkçe yazılmıştır.


Çeşmenin Ayna Taşı

Bismillâhirrahmânirrahîm La ilahe illallah Muhammedun

ÇEŞME BAŞI MUHAPBETLERİ  NE  HOŞTUR

Bunun yanı sıra Sığır Hereği çeşmesi, kahve yanı çeşmesi, Kadirlerin Çeşmesi, Cami Yanı Çeşmesi, Burgaz Fadimesi’nin kapı önündeki çeşme, Mezarlık Çeşmesi, Okul Çeşmesi, Ercep Çavuş Ayşe’nin evinin karşındaki çeşme, Nail Sabuncu’nun artezyen kuyusu  suyundan sokağa çıkardığı çeşme v.s imamköy çeşmelerindendir. Evde çeşme olmağı için hemen hemen bütün sokaklarda çeşme vardı. Fakat bu çeşmelerin tek eksi tarafı İmamköy’ün çeşmesi ne hoş olur içmesi diyemeyeceğim. Suyunun içmesi hoş değildi. Köy halkı tatlı suyu köyümüzün komşusu olan Pınar dere köyünden kendi imkanları ile getirirler yada Kocagür köyünden İbram amcanın Aydın Çakırbeyli beldesinden tankerle getirdiği sudan parayla alarak içme suyu ihtiyaçlarını karşılarlardı.

                   Birde daha çok öncelerden erkeklerin kızları gördükleri ve beğendikleri yer. 

 Susadım çeşmeye gelmez olaydım
Elinden bir tas su içmez olaydım
Yolum düştü köyünüzden geçmez olaydım

Gelmez olaydım
Güzel yüzünü
Görmez olaydım. Ferdi Tayfur filmi

      

Köyümüzün ilk su deposu 1974 yılında İsmail Karabulut’un arazisini depo yapılması için bağışlaması üzerine onun arazisine yapılmıştır. 

Köyün 2. deposu Çay yüzü mahallesinde yapılmıştır.

ILICA MEVKİNE YAPILAN YENİ SU DEPOSU

Daha büyük kapasitelidir

Depo suyu İkizdere barajından gelmektedir.

           

SOKAK FIRINLARI ve KÜLTÜRLERİMİZ  (Tükendi.)

Sokak aralarında olan mahalle fırınları da çeşme özelliklerini taşımıştır, bazı kişilerin evinin bahçesinde veya   sokağın köşesinde bulunan fırınlar, özel günlerde mahalleli tarafından  çalı çırpı ile yakılır, tatlı maya veya ekşi maya ekmek yapılırmış, fırın ateşleyen de komşulara haber verir fırını yaktık gelin ekmek yapın diye hamurundan mayalamak için komşularına maya verirmiş, İmamköy’de Sabır çavuşların Havva Mollanın,  Molla İbram karısı Fadime Teyzenin, Küçük İsmetin, Kırlı İbram’in annesi Güsün ninenin ekmek fırınları vardı.  Mahalleli ekmeğini orada yapar, cıvıl, cıvıl bir ortam olurdu. Herkes kurduğu ekmeği yapar, ekmekler buram buram tüterdi. Kokmuştur diye komşulara da birer dilim verilirdi. veya fırın başında kesik yağlaması, zeytin Allah ne verdiyse ekmekle yenilirdi. Ekmekten sonra kalan ateşin közü üzerinde fırında patlıcanlar, biberler de közlenirdi.  Eski köylü kadınlar çok çalışkan ve yardım severdi.

 Beğenelim ki : Daha iyi hizmet verelim.

Bir cevap yazın

error: İçerik korumalıdır!